<

22 Eylül 2008 Pazartesi

tortunç masal

Zümrüd-ü-Sevda
Fırtına öncesi göğü bulutlar sardığında
Gösterir biri kendini yasak tepenin başında..
Dehşetle tanıştıklarını anlasalar da heyhat
En son Zümrüt adını duydu nice damat
Merhametsiz pençeler kilitlendi etraflarında
Hevesle sokuldukları ölümün koynunda..

Bağlık tepeye ondan koydular yasak adını
Kulaktan kulağa yaydılar esrarını..
Oradan zalim zalim süzer kararan ufuğu
Ararmış gibi kendince bir mutluluğu..
Beklerken sonsuz aşkı her yıldırımda
Eğri bir ümit belirir bakışlarında..

Yağmurdan başkası saklanmaz aslında
Karardıkça kararan fırtınanın bulutlarında
Derinden işitir kendi şarkısını homurtularında
ve göklerin yargısı başlar inmeye damla damla ardında..
Hoyrat rüzgar bırakmaz derman çelimsiz bacaklarında
ve eridikçe erir ümidi yağmurun altında..

Gönlü kırık kanadı ıslak inine döner en sonunda..
Beslendikçe hiddeti ışığın yokluğunda
Çaresiz mi çaresiz bedenin açlığı karşısında
Tokluğuna yeni bir sevda arayacaktır yarın da..

Bin bedbaht vurulsa da büyülü serin bakışına
Yalnızlığa mahkumdur o koyu yeşil karanlığında...
HT '08

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home