29 Temmuz 2009 Çarşamba
28 Temmuz 2009 Salı
Razgrad ve Kubadın
Bugün şehir dışına günübirlik bir gezi yaptık. Hüseyin Dedemin köyünü ve babamın doğduğu evi gördüm, kasabanın parkında oynadım, merkezinde uyudum boranın içinde, koşturdum ağustos böceği gibi her yana. Yorulunca biraz da huysuzlandım ama yakındaki meşe korusunun manen benim sayıldığını hatırlatınca Mehmet Dedem, bir çeşit ana-yurt toprağında olduğumu anladım. Gerçekten de, orada koşturması sanki bir başkaydı.
27 Temmuz 2009 Pazartesi
26 Temmuz 2009 Pazar
küçük sokakta yaz geceleri
soldan sağa: Meri, Eli, Vili Seyhan vee örümcek adam..
beni en en çok Meri tutar
işte burada ziyarette olan Maria ile birlikte yakan top oynuyoruz
Sanırım, dünyanın Eskicuma'dan daha bakımlı yahut daha pejmürde pek çok küçük kasabasında olduğu gibi, çocuklar burada da evlerinin önünde geç vakte kadar oynayabiliyorlar. Başlıca oyunlar "jomenka"(saklambaç), "narodna topka"(yakan top), "svetofar"(renk seçme esaslı yakalamaç) ve "rapcheta"(topu karşı kaldırımın tam köşesinden sektirmece) olsa da, benim gönlüm, Meri'nin Peter Parker'in "tız arkadaşı" MJ, Seyhan ile Vili'nin ise amansız kötüler Hop Cin ve Dr.Ahtapot oldukları ve benim toşarak kendisini kurtardığım oyundan yanadır.
Sanırım, dünyanın Eskicuma'dan daha bakımlı yahut daha pejmürde pek çok küçük kasabasında olduğu gibi, çocuklar burada da evlerinin önünde geç vakte kadar oynayabiliyorlar. Başlıca oyunlar "jomenka"(saklambaç), "narodna topka"(yakan top), "svetofar"(renk seçme esaslı yakalamaç) ve "rapcheta"(topu karşı kaldırımın tam köşesinden sektirmece) olsa da, benim gönlüm, Meri'nin Peter Parker'in "tız arkadaşı" MJ, Seyhan ile Vili'nin ise amansız kötüler Hop Cin ve Dr.Ahtapot oldukları ve benim toşarak kendisini kurtardığım oyundan yanadır.
Burada biraz kirlenmenin hiç sakıncası yoktur, hepimiz, tek sarı sodyum lambasının altında 'bariyer'siz 'güvenlik'siz çocuklarız, 40 yıldır asfalt yüzü görmemiş sokağın üstünde hürüz.. Sokağın başı sonu belli olsa da, bu işin bir de BisikleT ayağı var..
Unutmadan, anneannen sokak kapısı eşiğinde belirip "Haydii, geç oldu" diye seslenince hemen ilk seferde eve girmek kuraldır.. eh bilemedin üçüncüde, napalım yani..
23 Temmuz 2009 Perşembe
pembe fil kaydırağı
Bugün akşam üzeri, annemle evin yakınlarındaki çocuk yuvasının harikulade bahçesini keşfettik. Bekçi amcadan izin aldık, miniklere uygun yapılmış, eskidikçe orijinalleşmiş, narin oyuncakların, büyük ağaçların, yaz tatilinde boy vermiş yeşilliklerin arasında oynadık.
Elma ağacının etrafını dolaşan patikada, küçük taşlardan gülümseyen bir güneş mozayiğine rastlamak, minik merdivenleri aşınca kendini, küçük suni su yolunda bulmak ve pembe fil kaydırağına kadar koşturmakta hususi birşey vardı.
Burada küçük abiliğimi aşikar eden kocaman ağaçlar ve yeşillikler hariç herşey minik, en minikler için düşünülmüş.
Güneş eğildi eğildi ve altın bakışını sonraki çatıların ardına gizledi.. Tekrar geleceğiz..
Not: Bence buranın adı "Saklı Bahçe Çocuk Yuvası" olsun..